Kar Beyaz / Olkan Özyurt

arkapencere.com (Sayı-120)

Bir nisan günü ormanda ölü bulunmuştu Sabahattin Ali… 41 yaşında ‘tetikçi’ Ali Ertekin tarafından öldürülmüştü. Şaibeli bir ölümdü, düşünceleri, yazdıkları belli birilerini rahatsız etmişti. Ama bu birileri kim ortaya çıkarılamadı. Bunun için de Cumhuriyet tarihinin ilk faili meçhul cinayetlerinden biri kabul edilir Ali cinayeti.

Sabahattin Ali’nin bize bıraktığı öykülerden olan ‘Ayran’ın baş karakteri Hasan da ormanda ölüyor. Onu öldüren ise yoksulluktu. Hasan’ın amacı, kardeşlerine kuru ekmek alabilmek, bunun için de ormanı geçip tren istasyonuna gidip ayran satıyor… Ama bir gün bu amacına ulaşamıyor, ormanda vefat ediyor.

Yönetmen Selim Güneş, sinemamızla edebiyatımız arasındaki bağların iyice zayıfladığı bir dönemde Ali’nin ‘Ayran’ öyküsünü “Kar Beyaz” filmiyle sinemaya taşıyarak, daha en baştan takdiri hak ediyor. Öykünün ruhuna uygun bir senaryo yazan Güneş, birtakım karakterler ekleyerek ve olayı 1970′lere taşıyarak da senaryoyu zenginleştiriyor. Hasan’ın ölümüne neden olan yoksulluk, ama bu ölümle ilgili başka sorumlular yok mu? Güneş de bu soruyu bize sorarak, yoksulluğu yine insanların yarattığının altını çiziyor.

Güneş’in senaryodaki bu başarılı hamlesinin yanı sıra asıl başarılı olduğu alan yönetmenlik. Fotoğrafçı geçmişinden de yararlanan Güneş, görsel olarak iyi bir atmosfer kurabiliyor. Mircan’ın müzikleri de filmin dinamizmini artıyor. Selim Güneş bu ilk filminde iyi bir performans ortaya koyuyor ve ikinci filmi için meraklandırıyor.

Açıkçası şimdilerde yoksul insanların dünyasıyla pek de ilgilenmemeyi tercih eden sinema ortamımızda yönetmen Güneş ve filmi “Kar Beyaz”, insanın umutlanmasına vesile oluyor. Güneş’in edebiyatımızın en iyi öykücülerinden Sabahattin Ali’yi tekrar hatırlatması da cabası…