Duygunun görsellikle buluştuğu zirve: Kar Beyaz / Eray Ergün

blog.milliyet.com.tr, 2010.10.10

Hayatınızın dönemeçleri gelebilir aklınıza, yüksekçe bir tepeden beyazlar içinde kıvrılan yolu gördüğünüzde…

Tahtadan yapılmış barakanın kapısı açıldığında; hayalleriniz, umutlarınız, başlangıçlarınız canlanacak gözünüzde ya da “yeni bir başlangıç mı yapsam” diye geçireceksiniz içinizden, kim bilir…

Değirmen taşı ağır ağır dönüp harmanı öğüttünde, siz de hüzünlerinizi öğütmeye başlayacaksınız belki de…

Odun sobasında kor haline gelmiş odunun yarısı kopup, yere düştüğünde, hayatınızdaki kırılganlıkları hatırlayabilirsiniz ansızın…

Sinirle tahta masaya her vurulduğunda, masanın damarları ile birlikte sizin de damarlarınız kalkabilir, eski ve yeniyi hatırlayarak ve de anı yaşayarak…

Beyazlar içinde azgınca akan ırmakta sürüklenen kitap, bir yerlere götürebilir sizi; çekiçle dövülen baltadan çıkan kıvılcımların götürdüğü yerden henüz gelebildiyseniz tabii…

Çamaşır ipinde asılı duran mandalların, rüzgarın da şiddetiyle sallandığına şahit olduğunuzda, hayatınızdaki dalgalanmalar da gelebilir aklınıza…

Masanın üzerinde duran boya fırçasından süzülerek damlayan kırmızı boya, gözyaşınız mı olur artık, bilemem…

Filmi seyrettiğinizde karar vereceksiniz hepsine, filmin anlamıyla da bütünleştirerek…

Yukarıda anlatmaya çalıştığım görüntüler Kar Beyaz adlı filme ait… Yönetmenliğini Selim Güneş’in yaptığı film, Sabahattin Ali’nin Ayran adlı öyküsünün sinemaya uyarlanmış hali…

Artvin’in Şavşat ilçesine bağlı Maden Köyü’nde çekilen film, küçük bir köyün yoksulluğunun ve yoksunluklarının çıkmazında, annesine olan sevgisiyle hayata bağlanmış bir çocuk olan Hasan’ın ayran satarak para kazanmaya çalışırken yaşadıklarını ve etrafındaki insanların hayatla ve kendileriyle hesaplaşmalarını anlatıyor.

Yönetmen Selim Güneş, senaryoya da imza atmış… İFSAK üyesi bir fotoğraf sanatçısı olan Güneş, duyguları, görsellikle besleyip, başarılı bir çalışma ortaya koymuş.

Fotoğraf sanatının birikimini, sinemanın o bütüncül dokusuna aktararak, bu güzel ve anlamlı öyküyü beyaz perdeye yansıtan Güneş, tiyatro ve sahne sanatları mezunu oyunculara yer verdiği gibi, yöre halkına da rol vermiş filminde… Filmin başrol oyuncularından Hasan’ı canlandıran 11 yaşındaki Hakan Korkmaz, Artvin/Borçka doğumlu ve ilk oyunculuk deneyimi.

Bir görsel şaheser olan filmin görüntü yönetmeni de Serdar Özdemir… Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV Bölümü mezunu olan Özdemir, yönetmenle el ele vererek, bir ressam inceliğiyle dokumuş görüntüleri…

Yetmişli yılların başlarında geçen konusu ile “bir dönemin kısır döngüleri ve atmosferine ışık tutarak seyirciyi zaman yolculuğuna çıkarmayı” amaçlayan bu film, konusu, duygusallığı, kare kare işlenmiş görüntüleri ve Altın Portakal ödüllü müziği ile aklınızda yer edecek… Kardeşlerini doyurabilmek için çareyi kar-kış demeden ayran satmakta bulan Hasan’ın ayran güğümünü yüklenmesini, Demirci Halil’in koğuş hallerini, Çaycı Recep’in, sevdiğinden gelecek haberi beklerken radyodan dinlediği türkülerle zamanı öteleyişini, ormanda kaybolan Hasan’ı arayan annesinin kurt seslerine karışan haykırışlarını kaçırmayın!